Bireylerin kişisel özgürlüklerini, dokunulmazlıklarını, insan onurunu koruma amacı güden kişilik hakları, demokratik toplumların vazgeçilmez bir parçası olup bu hakların korunması toplumun adil, özgür, bireyin kendi varlığını sürdürebilmesine ve kendini gerçekleştirebilmesine ve insan haklarına saygılı bir şekilde gelişmesine katkıda bulunur. Hukukun üstünlüğünün korunmasının bir parçası olan kişilik hakları toplumda bulunan tüm bireylerin aynı haklara sahip olması ve hukuk güvencesi altında korunması ile toplumsal dengenin ve hakkaniyetin de korunmasını sağlar. Hukukumuzda, Anayasal güvence altında bulunan kişilik hakları çerçevesinde kendi rızasıyla dahi hak ve borçlara sahip olma ehliyetinden vazgeçemeyen ya da özgürlüklerini hukuka ve ahlaka aykırı olarak sınırlandıramayan bireyin, rızası dışında kişilik haklarına üçüncü kişiler tarafından gerçekleştirilen saldırılara karşı birey TMK. nın genel hükümleri ve hakkın içermiş olduğu kişisel değerlere göre özel yasalarla korunmaktadır.

Kişilik haklarına karşı meydana gelen saldırıların ve ihlal görünümlerinin biçimi teknolojinin donanım ve yazılım alanında gelişmesi ile zaman içerisinde farklılaşmıştır. İnternetin hayatımıza girmesi ve gelişmesine bağlı olarak bu farklılaşma hızlanmış, internetin merkeziyetsiz hale gelmesi ile karşımıza çıkan üç boyutlu sanal evrenler ile farklı bir boyut kazanmıştır. Sanal evrenlerde karşımıza çıkan merkeziyetsiz internet ağlarında farklılaşan davranışlar kişilik hakkı ihlallerinde de yeni görünümleri, dolayısıyla yeni çözüm ihtiyaçlarını karşımıza çıkarmaktadır.

Kişilerin sanal evrenlerde istedikleri cinsiyet, ırk, renk, boy, tipte avatar oluşturabilmesi, kendi üç boyutlu alanlarını istedikleri modelde oluşturabiliyor olması, web 3.0’ın merkeziyetsiz yapısı gibi faktörler ile kişiler kendilerini fiziksel dünyadaki ortamlarından daha özgür hissedebilmektedir. Bu özgürlüğün sınırlarının kişilik hakkı bağlamında aşıldığı durumlarda kişilik hakkı ihlalleri karşımıza çıkmaktadır. Sanal evrenlerin üç boyutlu yapıları nedeni ile hak ihlalleri daha çarpıcı, daha yıkıcı olurken blokzincirin izi silinemez ve değiştirilemez yapısı ile kişileri telafisi güç zararların ortaya çıkması ve ihlalin sonuçları bakımından gerçek dünyadakinden daha kalıcı olması tehlikesi ile karşı karşıya bırakabilmektedir. Bahse konu ihlaller, geleneksel ihlal çeşitlerinin internet ortamlarına yansımaları biçiminde olabileceği gibi sanal evrenlere özgü avatarların çalınması, dijital varlıklara yönelik yazılım saldırıları, başkasının resmi kullanılarak avatar oluşturulması, giyilebilir teknolojilere siber saldırılar vd görünümlerde de olabilmektedir. Diğer yandan ihlalin tarafları açısından bakıldığında sanal evren işleticisinin sanal evren kullanıcılarına karşı kişilik hakkı ihlalleri olabildiği gibi sanal evren kullanıcılarının ve üçüncü kişilerin sanal evrenlerde yapılan faaliyetleri nedeniyle sanal evren kullanıcılarına veya sanal evrenin kullanıcısı olmayan üçüncü kişilere karşı da olabilmektedir.

Sanal evrenler adı sanal olsa da aslında somut olmayan gerçeklerden ya da gerçek olarak algılanan kavramlardan oluşmaktadır. Kurgunun sanal, faydanın ve zararın ise gerçek olduğu sanal evrenlerde yürürlükteki regülasyonlar çerçevesinde gerek kişilik hakları ihlal edilen kimse, gerekse kişilik hakkını ihlal eden kimse hukuki anlamda kişi olarak ifade edilen kimseler olmaktadır. Bundan dolayı doğal olarak sanal evrenlerde karşımıza çıkan kişilik hakkı ihlallerine de mevcut hukuki düzen içerisindeki “kişi” tanımı ve “kişilik hakkı” kavramları içerisinde çözümler geliştirilmektedir.

Sanal evrenlerin eğitimden sağlığa, bilimden sanata, politikadan e-ticarete, spordan kültüre birçok farklı alanda ve sektörde hızla yaygınlaşması ile gerçek ve tüzel kişilerin bu alanlarda kendilerini “avatar”lar aracılığı ile temsil ediyor olması kişi ve kişilik hakkı kavramlarının tanımının, kapsamının ve sınırlarının yeniden ele alınmasını gerektirmektedir. Zira insanlara ikinci bir yaşam imkanı sağlayan ve araştırmalara göre teknolojik altyapıların gelişme hızına paralel şekilde insanların yaşamlarında her geçen gün daha fazla yer alması öngörülen metaverse’te sorumluluk bağlamında web 1.0 ve web 2.0 platformlarında olduğu gibi avatarın arkasındaki gerçek kişinin ihlallerden sorumlu tutulması ve buna bağlı şekilde yalnızca fiziksel evrende yaptırım uygulanması metaverse’ün ikinci aşamasının sonlarında ve sanal evrenlerin sınırlarının fiziksel evrenlerin sınırlarını aştığı üçüncü aşamasında yeterli olmayacaktır.  Bu noktada bireyin sanal evrenlerde kendilerini daha güvenli hissedebilmesi için avatarlar özelinde dijital yada elektronik kişilerin irdelenmesi gerekmektedir. Hukuk düzenimizde gerçek ve tüzel kişilerin başlangıç ve sonlanma anının tespitinde olduğu gibi dijital yada elektronik kişiliğin de sorumluluk alanının ve sınırlarının belirlenebilmesi için başlangıç ve sona erme anlarına ilişkin ilkelerin belirlenmesi gerekmektedir. Zira blokzincir tabanlı merkeziyetsiz sistemlerin ölçeklenebilir hale gelmesiyle birlikte gerçek ve tüzel kişilerin dijital temsili olarak ifade edilen avatarların dijital dolaşım, etkileşim, finansal işlemler yapma, yapay zeka ile karar alma gibi artan yetenekleri kişilik haklarının kapsamı, ihlalin çerçevesini ve merkeziyetsiz bir altyapıda bu hakların korunması konusunu daha karmaşık hale getirecektir. Buna göre kanaatimizce dijital kişiliğin; sanal evrende bir dijital temsil olarak avatarın oluşturulması, bu avatarın blokzincirde oluşturulan kimlik numarasının platformun özelliğinde uygun olan teknolojiler ile eşleştirilmesi ve bu avatarın fiziksel ve sanal evren arasındaki kesintisiz geçişi sağlayabilecek yeterliliklere sahip olduğunun tespiti anında başladığı; bu unsurlardan herhangi birinin sonlanması ile de sona erdiğinden söz edilebilir. Dijital ya da elektronik kişinin tespitinin ardından gerçek kişi ve tüzel kişi ile dijital ya da elektronik kişinin sorumluluklarının ve bu sorumlulukların sınırlarının belirlenmesi gerekmektedir. Zira hem fiziksel evrende geleneksel yollar ve dijital platformlar aracılığı yapılan fiillerin meteverse’te yapılması hem de metaverse’e özgü fiillerin metaverse’te yapılmasıyla hak ihlalinin etkisi fiziksel evrende ve sanal evrende ortaya çıkabilir. Aynı zamanda hak ihlalinin mağduru/faili hem dijital hem de gerçek kişi olabilir. Bütün bu durumlarda failin/mağdurun, sorumluluk ve zararın tespiti için fiziksel sorumluluğun, dijital sorumluluğun ve ikisinin kesiştiği yerde başlayan fijital sorumluluğun çerçevesinin belirlenmesi gerekmektedir. Kanaatimizce fijital sorumluluğun sınırları da avatarların gerçek bir kişiye zarar vermeyecek şekilde kurgulandığı, etkisi fiziksel dünyada gerçek bir kişi tarafından hissedilene kadar anonimlik perdesinin korunup dijital ya da elektronik kişinin sorumlu tutulduğu ve bu sorumluluğun dijital ya da elektronik kişilerin metaverse’te dijital yeteneklerinin kullanabilmesi için asgari bir sorumluluk bedelinin kripto varlık olarak bloke edilerek güvence altına alındığı, teknoloji üreticilerinin sınırsız bir sorumluluk riski ile karşı karşıya bırakılmayarak belirlenen regülasyonların karar alma süreçlerine dijital yerliler olarak ifade edilen toplulukların dahil edildiği ilkeleri çerçevesinde tatbik edilmelidir.

Teknolojinin dinamik yapısı karşısında daha statik bir yapıda olan hukukun, kişilerin en temel hakkı olan kişilik haklarını korurken insanlığın teknolojik imkanlardan maksimum düzeyde ve güvenli bir şekilde faydalanmasını, teknoloji üreticilerinin de üretimdeki çevikliğini ve üretkenliğini aksatmayacak makul dengeyi sağlaması gerekmektedir. Dünyada günümüzde devletler tarafından askeri, politik, kültürel, etnik, ekonomik gibi çeşitli amaçlarla kurulan platformlarda bir araya gelinerek ortak mutabakat mekanizmalarının, uluslararası anlaşmaların, uluslararası regülasyonların yürürlüğe konulması gibi metaverse’te de dijital ya da elektronik kişi çerçevesinde, fiziksel, dijital ve fijital sorumluluk hakkında devletler nezdinde uluslararası regülasyonlara ve bu regülasyonlar kapsamında metaverse platformları arasında kullanım şartları, gizlilik ve veri şartları, güvenlik şartları konularında standardizasyon gerekmektedir.